Forex piyasasına ilk adım atan çoğu yatırımcının kafasını kurcalayan konulardan biri de spread türleri oluyor. Çünkü kazancın veya zararın nereden başladığını belirleyen bu fark, işlem stratejileri kadar önemli. Özellikle sabit spread ile değişken spread arasındaki farkı anlamadan yapılan işlemler, beklenmedik maliyetlerle karşılaşmaya neden olabiliyor. İşin içine kaldıraç oranları da girince, bazen küçük görünen bir pip farkı bile büyük sonuçlar doğurabiliyor. Bu yüzden spread yapısının ne olduğunu ve hangi senaryoda hangisinin daha mantıklı olabileceğini iyi kavramak gerekiyor.

Sabit Spread Ne Gibi Durumlarda Avantaj Sağlar

Piyasanın sakin olduğu saatlerde işlem yapmayı tercih eden biriysen, sabit spread senin için fazlasıyla öngörülebilir bir maliyet sunar. Çünkü spread miktarı ne olursa olsun, piyasa oynaklığına göre değişmez. Bu, özellikle ekonomik veri açıklamaları sırasında pozisyon açmaktan kaçınan ve daha çok teknik analizle ilerleyen yatırımcılar için oldukça rahatlatıcı bir durum. Bilirsin ki, her işlemde karşına çıkacak maliyet aynıdır. Bu da risk hesaplamanı kolaylaştırır. Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken bir detay var: Sabit spread genellikle, ortalama bir maliyetin üzerine konulmuş bir farkı içerir. Yani, spread düşük görünse de bazı zaman dilimlerinde aslında değişken spread’e göre daha maliyetli olabilir. Bu yüzden avantajı değerlendirirken tek başına “sabit” kelimesine odaklanmamak gerekiyor.

Değişken Spread Neden Daha Dinamik Görünebilir

Piyasa hacminin yüksek olduğu saatlerde, değişken spread neredeyse sıfıra kadar düşebilir. Bu da kısa vadeli işlem yapan yatırımcıların yüzünü güldürebilir. Özellikle gün içi trade ile uğraşanlar için spreadin dar olduğu dakikalar, pozisyonun açılış anında elde edilen avantaj anlamına gelir. Yani, anlık hareketlerden kâr etmeye çalışan biriysen, düşük spread seni hızlıca kâra geçirebilir. Ancak işin içinde bir de risk var. Beklenmedik bir haber akışı ya da merkez bankasından gelen açıklama gibi durumlarda, spread bir anda açılabilir. Bu da pozisyonların zarar yönünde tetiklenmesine sebep olabilir. Dolayısıyla değişken spread, piyasanın nabzını yakından takip etmeyi gerektirir. Eğer ekran başında değilsen, spreadin hangi seviyeye çıkabileceğini tahmin etmek zor olur.

İşlem Stratejisi Seçimi Spread Kararını Belirler Mi

Yatırım stratejin daha çok uzun vadeli pozisyonlar üzerine kuruluysa, spreadin anlık değişimi seni pek ilgilendirmez. Ancak scalping ya da gün içi pozisyon taşıma gibi kısa vadeli stratejiler uyguluyorsan, o zaman iş değişir. Çünkü burada sadece hangi yöne gideceğin değil, hangi anda pozisyona girdiğin de önem kazanır. Sabit spread, sana ne zaman girersen gir aynı maliyeti sunar. Değişken spread ise işlem saatine göre seni ödüllendirebilir ya da cezalandırabilir. Stratejinin özünü iyi bilmeden spread türü seçmek, tıpkı fren sistemine karar vermeden arabaya binmeye benzer. İki durumda da yön bellidir ama kontrol senin elinde olmayabilir.

Hangi Spread Türü Yeni Başlayanlar İçin Daha Uygun Olabilir

Forex’e yeni adım atan biriysen, ilk etapta sabit spread seni daha az strese sokar. Çünkü her işlemin sonunda ne kadar maliyetle karşılaşacağını bilmek, piyasa dinamiklerine alışırken güven verir. Değişken spread’li hesaplarda ise daha fazla dikkat gerekir. Her tıkladığında farklı bir maliyetle karşılaşmak, özellikle öğrenme aşamasında kafa karıştırabilir. Ancak bu demek değildir ki sabit spread her zaman daha iyidir. Asıl mesele, ne tür bir yatırımcı olmak istediğinle ilgili. Hızlı mı hareket etmek istiyorsun, yoksa daha planlı mı? Risk almak mı istiyorsun, yoksa belirli bir çerçevede kalmak mı? Bu sorulara verdiğin cevaplar, senin için hangi spread türünün daha uygun olduğunu belirleyecek şeydir. Spread sadece bir maliyet değil, aynı zamanda yatırım tarzının da bir yansımasıdır.